Bu alfabeye baktığımızda gözümüze ilk çarpan ayrılık (ayın) sesinin Urfa ağzında varlığıdır. Bu ses Arapçadan dilimize girmiş kelimelerde belirgin bir şekildedir.
erıza = arıza , beazı = bazı , easker = asker , eakaza = (baston) , eariş = (asma) , eatebe = (kapı eşiği)
é işaretiyle gösterdiğimiz kapalı e ler yazı dilimizde söyleniş olarak varlığını sürdürmekte fakat alfabemizde bulunmamaktadır.
éşik = eşik , véran = viran , él = (yabancı)
Urfa ağzında ğ sesi yoktur. Bunun yerine Arapçadaki gayın sesi mevcuttur. Bu ses kalın ünlülerle söylenir. Yumuşak ünlülerle bu sesin yerini yazı dilimizdeki g sesi alır.
agız = ağız bagçı = bağcı agla = ağla
deg- = değ- igit = yiğit degil = değil
Ha sesi Arapçadan giren kelimelerde bulunur ve boğaz sesi olarak telaffuz edilir.
Hek = Hak heyat = hayat hemam = hamam hesret = hasret
Hı sesi ise Urfa ağzında kelime sonlarındaki ka sesinin bozulmasıyla ortaya çıkmıştır. Ayrıca Arapçadan dilimize giren kelimelerde de bu ses kullanılır.
Fıstıh = fıstık barmah = parmak
ahmah = akmak
Yazı dilimizdeki kalın ünlülerle söylenen ka sesi Urfa ağzında ince ünlülerle de ka (Arapçadaki kaf) şeklinde telaffuza girer.
kerbigit = (fakir, yoksul) kerı = (yaşlı kadın) kenne = (cam)
Yazı dilimizde olmayan fakat bazı ağızlarda karşımıza çıkan �nazal n� dediğimiz Osmanlı alfabesindeki Kâf-ı nunÎ Urfa ağzında bazı kelimelerde ng harf grubuyla söylenir.
yengi = yeni beng = ben (ciltte oluşan küçük siyah nokta)
Yaptığımız bu açıklamalara göre Urfa Ağzı Alfabesini ünlü ve ünsüz harfler diye sınıflandırırsak;
Urfa ağzında büyük ses uyumu yaygındır. ısim ve sıfatlardaki ilk hecelerin sesli harfleri kalınsa, diğer hecelerdekiler de kalın, ince ise diğerleri de incedir: Alma, havla, zalım, zulum, bayaz, dellek (Elma, helva, zalim, zulüm, beyaz, tellak) gibi kelimeler birer örnek teşkil ederler.
Fiillerdeki (mek, mak) mastar ekleri ister kalın, ister ince olsun Urfa ağzında (mah) olarak yerleşmiştir: Gelmah, getmah, yatmah, kahmah (gelmek, gitmek, yatmak, kalkmak) gibi..
Bunlardan başka Urfa ağzını simgeleyen bazı hususları da şöyle sıralayabiliriz:
- Ci ve cü ekleri çi, cı; demirci (demirçi), kömürcü (kömürçı), kahveci (kahveçi) olur.
- Cu eki çı; kuyumcu (kuyımçı), oduncu (odınçı) şeklinde söylenir.
- Bazı kelimelerin başındaki (b) harfi (p) olarak okunur. Bozuk (pozıh), bakır (pakır) gibi.
- (d) harfi (t) şeklinde söylenir. Dükkân (tüken), döken (töken), diken (tiken) v.s.
- Bazen baştaki (p) harfi (b) gibi değerlenir. Pişen (bişen), poyraz (boyraz), patlıcan (balcan) v.s.
- Genel yazı dilinin yalnızca ikinci tekil (n) sesleri (y) sesine dönüşür. Baban (babay), amcan (amcay-emmiy), yengen (yengey).
- (g) sesi kelime başlarında (k) gibi okunur. Gömlek (köynek), gölge (kölge), keçi (geçi), kişi (gişi) şekline dönüşür.
- Kelime başlarındaki (y) sesi çoğu zaman düşer. Yüksek (üskek), yürek (ürek), yüzük (üzik), yüzen (üzen) v.s.
- Sessiz harfler arasında yer değiştirmeler de olur. Ekşi (eşki), ağrı (arğı), sofra (sırfa), çıplak (çılpah) v.s.
Aynı zamanda folklor zenginliğimizin de bir ifadesi olan Urfa ağzı ile söylenmiş bazı kelimeleri hatırlatalım:
Ağbatı: Darısı
Arahçın: Takke, külah
Behteniz: Maydanoz
Bayah: Demin, biraz önce
Bibi: Hala
Bürük: Yüz örtüsü
Cemel: Duvar
Çındır: Sinir
Çizo: Zayıf, sıska, kısa
Çörten: Yağmur oluğu
Deleme: Topaç
Gedemeç: Eşik, papuçluk
Hapan: Çok acıkmış
Harhut: Bozuk
Has: Marul
Kabala: Götürü
Kerip: Yabancı, yerli değil
Kınıfır: Karanfil
Mibar: Turfanda
Pehkem: Kuvvetli
Sapkana: Hiçbir zaman, şimdiye kadar
Serinç: Sarnıç
Siyrınçah: Kaygan
Suhra: Angarya
Taka: Pencere
Teberik: Hatıra eşya
Tetirbe: Çıkmaz sokak
Tırrêfe: Alıngan
Üsküre: Büyük tas
Yanfırı: Eğri, çarpık
Zahar: Galiba
Zerzembe: Kiler
Zuvah: Sokak