Hepimiz, her yeni yıla girdiğimizde "sağlık,huzur,mutluluk,başarı" dileklerinde bulunuruz.Fakat son zamanlarda duyduklarım "BARIŞ İSTERİZ" çağrısıyla başlıyor.Hemen 2012 yılını gözümden geçiriyorum.Kana bulanan onca memleket...Ne için ? kim için bu savaşlar?
Daha yanı başımızda iç savaş yaşamaya devam eden Suriye'nin fotoğrafına her geçen gün yenisi ekleniyor.On binlerce mülteci ve yaralılar için kamplar kuruldu.Kısmen yaralarına merhem olmaya çalışıyoruz.Fakat bu kan ne zaman bitecek sorusunun cevabı olmadan bir çok insan çadırlarda...Çocukları düşünün... Öğrenim hayatları yok,vatanların da değiller…
Biz ne yapıyoruz ? Sokaklara dökülüyoruz ,demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanabiliyoruz,yaşam alanlarına sahibiz yine de şikayetçi olmak için gereksiz bir sürü isteklerde bulunuyoruz.Hiçbirimiz bugün bir aç insana sıcak bir çorba verdim,üşüyen çocuğa bir mont,hayvanların barınması için daha sıcak bir ortam,okumak isteyene bir kitap...diye bir soru sormuyoruz…
Bütün kaygıları taşımadan geçen ömrümüz de sınırsız isteklerde bulunup çoğu zaman da şımarıklık yapıyoruz. Sonra "BARIŞ İSTERİZ"...
Gelin yeni yıla girerken ,bütün bu savlardan uzaklaşıp bir terapi uygulayalım. Önce barışa içimizden başlayalım.Komşumuzdan,arkadaşımızdan,inançsızından,inançlısından,ailemizden...Önce onlara gidelim;gülümseyelim,mevsim kış olabilir...ama tebessüm etmek bir çok şeyi değiştirebilir.
İnanın büyük bir sinerji oluşturur.Bizim de buna ihtiyacımız var.Güçlü olmalıyız ama gücümüzü şiddete dökerek de değil...Sevmeyi öğrenmeliyiz,farklılıklarımızla yaşamayı da...
Son olarak Nilüfer Göle'nin dediği gibi "Anlamaya çalışmalı ve anlaşılabilir fertler olmalıyız"
Urfa'ya selamlar...
Urfa'nın parlak gözlü çocuklarına sevgiler..
Urfa'nın ışık tutan öğretmenlerine saygılar...
