Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Abdullah Akkurt


Toplumsal Birlik Ve Huzur İçin!


Kıymetli Okurlarımız!
 
Ateş ne kadar şiddetli olursa olsun, yerini küle bırakır. Zalim ve riyakar, ne kadar kuvvetli olursa olsun, makamını mazluma terk etmek zorunda kalır. İşte 15 Temmuz örneği: Kişilere sığınarak İslamiyet’in bekçiliğini yapıyorlarmış gibi, resmi kurumlarda en stratejik makamlarda görev almalar, ticari alanlarda inanılmayacak derecede holdingleşmeler ve yüz milyarlarca lira kayıt dışı haksız kazanç edinmeleri, 15 Temmuz da bu ''İhanet şebekeleri'' ne, Cenab-ı Allah, hak ettikleri mağlubiyeti verdi. 15 Temmuz olaylarının zaferle sonuçlanması, Büyük Türk Milletinin, Sadakatla Vatan sevgisini ruhunda taşıması ve Başbakan Binali Yıldırım'ın: Başbakanlık koltuğuna oturduğu günden itibaren topluma, ''Yüce Türk Milleti, Büyük Türk Milleti ve Yüce Türk İslam alemi'' olarak seslenmesi cesaretlendirmiştir. ''YA İSTİKLAL YA ÖLÜM'' demesi de, Vatan sevgisi çemberini daha da genişletmiştir.
 
İnsanoğlunun Cenab-ı Allah'a karşı mükellef olduğu vazifelerin başında iman gelmektedir. Her peygamberin ilk işi, toplumu imana davet etmek olmuştur. İmanın değeri, her türlü maddi ve manevi kıymetin üstündedir. İman varsa işlerimizin de değeri vardır. Aksi halde yaptıklarımız, kuru bir iskelet gibi kıymetsiz ve değersizdir.
 
İman; vücuda nisbetle ruh, ağaca kıyasla kök ve binaya nisbetle temel gibidir Ruhsuz vücudun yaşaması, köksüz ağacın yeşermesi ve temelsiz binanın payidar olması nasıl mümkün değilse; imansız ve ekmek yediği Vatanına ihanet eden bir toplumun ayakta durması ve parlak bir geleceğe sahip olması mümkün değildir. ''İmansız olan paslı yürek sinede yüktür.''
 
 
Cenab-ı Allah münafıklarla ilgili Kur'an-ı Kerim de şöyle buyuruyor ki:
''İnsanlardan öyle kimseler vardır ki kendileri iman etmiş olmadıkları halde, ALLAH'A ve AHİRET GÜNÜNE İNANDIK derler. Halbuki onlar inandırır (inandırıcı) lar değildir.''  Cenab-ı Allah, insanlara dünya ve ahirette hayır getirecek şeyleri emretmiştir. Bir Mü'min için en kamil vasıflardan biri de kanaattir. İslamiyet için öğrenci yurdu, cami, Kur'an kursu okul vs. gibi hizmetler yapacağım ifadesini kullanarak, para ve tarım ürünlerini toplayarak riyakarlık yapıp, Vatana ihanet etme düşünceleri olanların, Müslümanlıkla ilgisi olur mu? Bunlar, olsa olsa münafık olabilir.
 
Sadakatli-Samimiyetli din görevlileri: Vatan'ı Milleti, Türk Milletinin, ülkesiyle Milletiyle bölünmez bütünlüğünü her şeyin üstünde görmesindeki davranışlarından anlaşılır. Ayrıca toplumla ilgili bir ülküsü olmayan; Vatanı, milleti, ülkenin milletiyle bölünmez bütünlüğünü hiçe sayarak yalnız bencillik çıkarlarını ön planda tutup faaliyete geçirmek için makam, mevki, şöhretin, çıkar amaçlı bir insana sığınıp  peşinde gidenler, bu yolda bir süre aldatıcı başarılar da sağlayabilirler. Fakat sonunda böyle kişilerin, ot'un, et'in arkasında yok olan yaratıklardan ciddi bir değişikliğe sahip olmadan, 15 Temmuz günü göçtükleri hazin bir gerçektir. İyi bilmeliyiz ki, Büyük Türk Milletinin bölünmez bütünlüğünü çıkar amaçlı faaliyetlerle bozmaya çalışanların, bu Milli değirmen, ''İhanet şebekesi'' Vatan hainlerini tarihte öğütmüştür ve bugün de öğütecektir.
 
 
Bu itibarla gerçek vicdan sahibi din görevlisi, eğitmen din görevlisi ve akademisyenler, FETÖ zihniyetli, Anarşi ve Ekonomik terör örgütü gibi ve maddi-manevi çıkar peşinde olanlara sığınmakla İslamiyet eda edilmez. Türkiye de İslamiyeti yaşayanlar; Allah, Kur'an, Hz. Muhammed, Hadis-i Şeriflere ve Ay-Yıldızlı Şanlı Türk Bayrağına bağlı kalarak, İslamiyeti eda etmelidirler.
 
Bir toplum, gerçek din görevlisini entrikacıdan ayıramıyorsa, sıkıntılar önlenemez ve fazilet mücadelesi çok güç olur.
 
Toplumsal birlik ve mutluluk
Aziz Türk Milletinin Müslümanlığı kabul sonrasında uzun yıllar süren İslâmın bayraktarlığını yapmıştır. Bu görev kendisine verilmek yerine, islâma olan şuurlu bağlılığın yansıması olarak yaşanmıştır. Türk tarihi geleneklerinden gelen bu Milli-Dini hassasiyet, Türk Milletinin toplumsal yapısı, 15 Temmuz günü bir kez daha Zaferle sonuçlanmıştır. Bu Milli duygu ruhu, geleceğimizi teminat altına almayı tayin eder.
 
15 Temmuz gününe kadar seçilmiş ve atanmış karar organlarının FETÖ, anarşik ve ekonomik terör faaliyetleriyle, iç ve dış ''İhanet şebekesi'' lerinin ekonomik destekleri ve bürokrasi de stratejik makamlarda görev alarak teşkilatlanmışlardır.  Büyük Türk Milletinin ve insanlığın sorunlarını doğru teşhis etmek ve daha sonra halkımızın sorunlarını nasıl çözülebileceğini iyi teşhis ederek Başbakan Binali Yıldırım'ın: ''Hiç bir kamu kuruluşunda FETÖ terör örgütü mensubunu barındırmayacağız. Ve temizleyeceğiz.'' Milli seslenişi, Türk Milletinin Vatana sahip çıkmayı cesaretlendirmiştir. Bazı ''İhanet şebekeleri'' Harranajas ailesi yazarlarının: Daima, Allah, Kur'an, Hz. Muhammed, Hadis-i şerif, Ay-Yıldızlı Şanlı Türk Bayrağı diye, Yüce Türk Milletine seslenmesini hazmedemeyip karşı çıkanlar oldu. Harranajans ailesi, Allah'a çok şükür bu çirkin tepkilere aldırmayıp, Milli çizgi ahlakı faaliyetleriyle günümüze kadar devam etmiştir. Ve bundan sonra da aynı çizgide devam edecektir.
 
''İhanet şebekesi'' ahlakına odaklı sanayi ötesi toplum ülkelerinin asıl amacı: Türkiye de sanayileşmeyi ve başta HARRAN Ovası olmak üzere modern tarımın gelişmesini  FETÖ terör örgütüne maddi destek ahlakının uygulanabilmesinin, en uygun yol olduğunu düşünmektedirler. Ayrıca bürokrasi de stratejik görevler almaları da dikkat çekicidir. Asıl hedef: Türkiye de sanayileşme, modern tarım nasıl engellenebilir düşüncesidir! Ayrıca Türkiye de işsizlik ve tüketim ne kadar çoğalırsa, o kadar anarşik-ekonomik terör olayları o kadar artar hedefleridir. Onun içindir ki, Türk Milleti ve HARRAN Ovası toplumu olarak, bu ahlaksızca oyunlara gelmemeli olup, çalışarak üretimi arttırmalıyız.

HARRAN OVASI VE VATAN SEVGİSİ
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ile beraber Harran ovasında atılan bir Milli temel (Vatan ve Ay-Yıldızlı Bayrak sevgisi) vardır. Cenab-ı Allah'a binlerce defa şükürler olsun ki, bu Milli temel günümüze kadar halen sağlamlılığını korumaktadır. Bu Milli temele ve Vatan sevgisi ruhuna sahip Harran Ovası toplumuna bürokrasi de üst düzey görevler verilmesi halinde, iç ve dış ihanet şebekelerinin, ülkemizde sanayileşmeyi engelleme hayalleri kursaklarında kaldıklarına şaşıracaklardır. Ayrıca iç ve dış da ki, Vatan hainlerinin başka bir amacı da, Harran Ovası toplumunun, bürokraside ve parlamento da, ruhunda Vatan sevgisi olanların görev almasını engellemektir.  Milli tarım, sosyal, eğitim sanayileşme sorunları daima gündeme getirilip uygulanabilmesi ihtiyacı vardır.