Farkında mısınız * dejavu girdabında * çırpınıp duruyoruz aylardır . Tüm yazılarımız ; çözüm , ölüm , gözyaşı , huzur ,barış , kınama ve üzüntü mesajları vs vs vs ...
Hergün yeniden yazmanın bir anlamı yok gibi geliyor bana . Çünkü her yeni gün önceki günlerin tekrarı * zehir * tadında . Olmaz olaydı o tat.Sanki her gün birileri ağzımızın içine bir tutam * zıkkımın kökü* atıp kaçıyor.( Biz bu kadar saf ağzımız bir karış açık gezersek ve herşeye inanırsak , herkes her türlü şeyi atar ağzımıza. )
Ağzımızın içinde evirip çeviriyoruz bu zıkkımı da bir türlü tüküremiyoruz suratlarına . Ve ağzımıza atanlar dozu her geçen gün arttırıyor . Bizim susmalarımız , kabul edişlerimiz buna sebep oluyor aslında .
# Zehire vücut tepkisiz kalırsa doz daha da arttırılır #
Bu vazgeçilmez bir dünya kuralıdır. Hiç bir kural dinlemeyen * zıkkımın kökü tüccarları * bu kuralı dinliyor her nedense ve her geçen gün daha da çığrından çıkıyorlar .
Anneler böyle kızıyor işte değerli okurlar " zıkkımın kökü , cehennemin dibi ". Tüm bu argo esintisi için hepinizin affına sığınıyorum .
Kızgınken yazmayı tercih etmiyorum bilirsiniz.Sakinleşeyim , kelimelerim biraz yontulsun , can acıtmasın diye .Ama doldum , şiştim artık .Mübarek Ramazana girdiğimizden beri yaşananlara susamıyorum artık . DEJAVU demiştim ya yazımın başında ; geçenlerde anneler için kaleme aldığım bir yazım vardı , bugün onu paylaşsam sizlerle , gündeme tam oturacak . Nedense bu coğrafyada DEJAVULAR ; sadece dertlerde ,ölümlerde ve kirli oyunlarda yaşanıyor .
Millet DEJAVUYU ; sarayları , kraliyet soylarını hayal ederek yaşarken. Bizde acaba " kaç bomba , kaç ölüm " diye yaşıyoruz .
Peki ne olacak bu durum ? Lakırdı çok ama icraat yok .En çok da yerel siyasetçi ve STK lara sitemim . Yeri geldiğinde "bizler halkın sesiyiz ,iradesiyiz " ara nağmeleri çekiliyor en yüksek tondan . TAMAM !! GÜZEL !!!.
Halk ; maddi manevi huzur istiyor , bombalar ve ölümler istemiyor . Bu çok net bir istek .Bunu yapabilir misiniz ? Yapamazsanız ne olur ? İSTİFA MI ???
Benim dört çocuğum var ve buradan tüm annelerin sesi olarak konuşuyorum .Anneler çocuklarının otuz yıl sonrasını dahi düşünürler . Bu durum annelerde engellenemez bir dürtü . Fakat şu an bırakın otuz yılı beş dakika sonrasını dahi düşünemez bir haldeyiz ne kendimiz , ne çocuklarımız , ne de diğer çocuklar için .
Ne için savaş , kim için ölüm ve nereye kadar bu zulüm annelere ? İlla bir tokat mı gerekiyor suratımıza , kendimize gelmemiz ve İNSANLIĞA DÖNMEMİZ İÇİN ?
Nuh tufanı mı lazım hasetlerimizde boğulmamız için ? Yoksa yer yarılıp hepimizi yutmalı mı ?Aslında yer yarılsa da toprak bile almaz bizi içine de tükürüverir .Her yer entrika , her yer plan , yalan ,dolan .
Bizler yaradılıştaki * ruhun üflendiği * temiz toprak değiliz .Kimyamız ,özümüz ,sözümüz ,ruhumuz bozuldu . Işte bu yüzden toprak bile bizi içine kabul etmez dedim ya .
Şu dünyada ki hangi amaç , çıkar bir ananın evladına akıttığı gözyaşına üstün gelebilir ?
Evladı yitip giden anne ; evet nefes alır , yer ,içer ,belki tebessüm eder ama hep bir yanı eksiktir . Gözlerdeki umut ışığı sönmüştür .Sözde vardır lakin özde yoktur O ANA .
Gelin üzerimizdeki ; hırs , kibir ,ego motifleriyle işlenmiş lanet olası zırhlarımızı çıkarıp atalım ve sadece kendimiz için değil anneler için ne yapabiliriz diye düşünelim .
### Para ve güç hepimizin şiddetle arzuladığı iki sevgili .Bunları elde etmek için canları değil emeklerimizi harcayalım###