Sohbetimize Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in hadis-i şerifleri ile başlayalım:
1- ''Kötü kişiyi anmaz, kötülüğünü söylemezseniz halk nereden bilecek onu? Kötü kişiyi kötülüğü ile anın da halk, ondan çekinsin.'' c. s. 6.
2- ''Müslümanların yollarına, onları incitecek şeyler koyana bütün Müslümanların laneti vacip olur.'' c. II, s. 139.
3- Bir Müslüman, Müslüman kardeşine silah çekti mi, sılahını kınına koyuncaya, o silahı yerine bırakıncaya dek ulu Tanrı'nın Melekleri lanet eder ona.'' c. II, s. 145.
4- ''Bilgiyle mal, bütün ayıpları örter; bilgisizlik ve yoksulluk bütün ayıpları açar.'' c. II, s. 58.
5- Yazıklar olsun bilmeyene, yazıklar olsun bilip de bildiğini tutmayana.'' c. II, s. 185.
6- ''Bilin, duyun; her cömert Cennettedir ve ben buna kefilim.'' K. s. 125.
7- ''Cömert Allah'a yakındır, insanlara yakındır, Cennete yakındır, ateştense uzak. Nekes Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, Cennetten uzatır, ateşe yakın. Bilgisiz cahil, ibadet eden nekesten daha sevgilidir Allah'a.'' C. II, s. 31.
Değerli okuyucular! Akçakale Belediye Başkanı Abdulhakim Ayhan, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in yukarıda ki, hadis-i şeriflerini okuyarak Allah rızası için cömertlik anahtarını kullandığının inancındayım. Cennabı Allah, Yaptığı hayır, hasenat ve ibadetleri kabul etsin inşallah.
Ey Yüce Türk Milleti!
Atalarımız dünyanın en güzel ve bereketli topraklarını Vatan olarak seçmişler ve bizlere emanet etmişlerdir. Bu cennet Vatanı asırlardır atalarımız canları ve kanları pahasına korumuşlar ve binlerce abide dikerek üzerinde bir medeniyet kurmuşlardır. Bu vatanın, bu millete ait olduğunu, camii, çeşmesi, hamamları, türbesi ve hanları ile adeta tescil etmişlerdir.
Vatan, bütün kutsal değerlerimizin toplandığı yerdir. Artık o, bir toprak parçasından çok, tüm manevi değerlerin yaşandığı bir ortamdır.
Vatan sevgisinin mukaddesliği, Yüce Türk İslam aleminin en yüksek seviyeye yükseltildiği tarihten tasdik edilmiş bir gerçektir. İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif, diyor ki:
''Kim bu Cennet Vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda!
Canı, cananı bütün var mı alsın da Hüda,
Etmesin tek Vatanımdan beni dünyada cüda''
Vatan olmaksızın millet, millet olmaksızın da devlet olmaz. Bir milletin varlığı, Vatanın varlığına bağlıdır.
DEĞERLİ OKUYUCULAR!
Şanlıurfa'nın Akçakale-Harran ilçelerinde, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ile beraber (Vatana bağlılık) atılan bir Milli temel vardır. Cenabı Allah'a binlerce defa şükürler olsun ki, atılan bu Milli temel ahlakı günümüze kadar sağlamlılığını koruduğunu ve 5-6 gün önce Akçakale Belediye Başkanı Eczacı Abdulhakim Ayhan, şahsi tasarrufu ile Kahraman Türk Mehmetçiğine ve polisine bir ton (Bin kilo) baklava dağıttı. Bu tür hayırlı faaliyetler; ruhunda taşıdığı Vatan severlik, atalarından aldığı terbiye ve asaletine bağlılığın kanıtıdır. Bazı çıkarcıların bencillik düşünceleri ile Akçakaleyi karalama faaliyetleri, ruhunda Vatan sevgisi fışkıran, kadirşinas Akçakale-Harran halkına mal edilemez. Sohbetimizde belirttiğimiz konuları ve Hadis-i şerifleri talebelik dönemlerinde okuyup öğrendiklerini ve Belediye başkanı olarak da uygulanması kendisine nasip olmuştur. Cömertlik duygularıyla Allah rızası için yaptığına inanıyorum. Başkan Ayhan, daima Allah, Kur'an-ı Kerim, Hz. Muhammed, Hadis-i şerif ve Ay-Yıldızlı Şanlı Türk Bayrağına inanarak, tasarrufuna verilen sorumlulukları hizmet olarak, en iyi şekilde değerlendirmektedir. Ayhan'nın yaptığı Milli hizmetler herkese nasip olmayan cömertlik hizmetleridir. Cenab-ı Allah'tan, bu hayırlı hizmetlerin devamını diliyorum.
İç ve dıştaki çıkarcılar iyi bilmelidirler ki, 1960 yıllarda Alevi sunni, 1970 li yıllarda sağ sol, ve 1980 li yılların başından günümüze kadar da çeşitli ırkçılık tezleri ile Türk kamuoyunun gündemini meşgul etmiştir. Allah'a çok şükürler olsun ki, bu tezlerin mayası Akçakale ve Harran da günümüze kadar hiç bir zaman tutmamıştır ve tutmaz da. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ile Akçakale-Harran da atılan Milli temelin sağlam ve devamlılığın kanıtı: Ev ve iş yerlerinde Ay-Yıldızlı Şanlı Türk Bayrağının dalgalanması da, Vatan sevgisini belgeliyor.
İyi niyetli ve vicdan muhasebesi ahlakına sahip kimse, hayır ve iyilik yapmadan duramaz. İnsan, yaratılışı itibarı ile hayır ve iyilikten hoşlanır.
''Cömertlik, dalları dünyanın içine uzanan, cennet ağaçlarından biridir. Kim onun dalını tutarsa; o dal kendisini cennete çeker. Cimrilik de dalları dünya içine uzanan cehennem ağaçlarından biridir. Kim onun bir dalına yapışırsa o dal, kendisini cehenneme çeker götürür.''
Cömert insanın gözü ve gönlü tok, ihtirası yoktur. Cömert, verdiğinde bulut gibidir. İyi ve kötü ayırmadan herkese yardım eder. Lokması Nisan yağmuru gibi bereketlidir. ''Cömertin yemeği, deva (ve şifa) dır. Cimrinin yemeği hastalıktır.''
Cimri kimsenin, Allah'a olan inancı tam olmadığı için, eli sıkı ve gönlü merhametsizdir. Bir hayır yaptığı zaman elindekinin tamamen tükeneceğini sanır. ''Ben, budala mıyım kazancımı aleme yedireyim! Fakir de çalışsın, varlık sahibi olsun diye''düşünür.
DEĞERLİ HARRAN OVALILAR!
Harran ovası toplumu, Mehmet Özyavuz ve Abdulhakim Ayhan ikilisine sahip çıkmalıdırlar. Tasarruflarına verilen sorumlulukları, Cenab-ı Allah'ın ve Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının yasakladıkları faaliyetlerden daima uzak kalarak, Vatan ve Bayrak sevgisi aşkıyla topluma hizmet etmektedirler. Harran-Akçakale'nin, Allah korkusu ve Vatan sevgisi rotasını, utanma duygusu olmayan ve daima güncel düşünen çıkarcılar aracılığı ile Dini-Milli rotayı değiştirme hayalinde olanların, acaba hayalleri kursağında kalacağının bilincindeler mi? Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ile beraber Harran-Akçakale de atılan Milli ahlak temeli, Allah'ın izniyle daima sağlamlılığını koruyacaktır. Yeter ki, haram olan işleri meslek edinen yüz kızartıcı ve bencil yönetici çıkarcılara fırsat vermeyelim!
Harran ovasında Arapça konuşanları arka bahçe olarak görüp, Arapçılıkla çıkar sağlamaya kalkanların tezleri hiç bir zaman tutmamıştır. Şanlıurfa'nın iki dönem Belediye başkanlığını yapan, saygıdeğer dostum Ahmet Bahçıvan, dedi Arapça konuşurum ama Arap değilim. Atalarımız Malazgirt'ten Akçakale'ye gelmişler. Merhum Casim Taşkın Emmi, elli kişiye yakın bir toplumun huzurunda, 2001 yılında Taşkınlar köyündeki evinde, dedi ey Cemaat! Biz Arapça konuşuruz ama Arap değiliz, bu demek değildir ki, o dili konuşan o ırkın mensubudur. Türk hangi dili konuşsa yine Türktür. Ve dedi biz Karakoyunlu soyuyuz.
Vatan şehitlerini ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi M. Kemal ATATÜRK'ü ve Casim Taşkın Emmiyi Rahmetle, Gazileri minnetle anar. Yaralılara acil şifalar diliyorum.
Ahmet Bahçıvan dostumun yeğeni, kalp yetmezliğinden Hakkın rahmetine kavuşmuştur Allah Rahmet eylesin.
HADİS-İ ŞERİFLER KAYNAKÇASI:
Hz. Muhammed ve Hadisleri Yazar: Abdulbaki Gölpınarlı Okat yayınevi Kasım/1964