Yahudi ile mücadele bizimle başlamadı. Bu mücadeleyi Hz. Musa’dan itibaren almak gerekir. Ama efendimiz (sav) döneminden itibaren kısaca bahsetmek daha doğru olur diye düşünüyorum.
Bizler Müslümanlar olarak Yahudileri ihanetleri ile tanırız. Medine döneminde anlaşmalı (Medine vesikası) olduğumuz Yahudi kabileleri efendimiz (sav)’a ve içinde bulundukları İslam devletine defalarca ihanet etmişlerdir. Efendimiz ile yapılan anlaşmalara uymayarak hatta kendi teklifleriyle oluşturulan sulhu dahi önce kendileri bozma, Yahudilerin zihniyetinde var olan bir hastalıktır.
21. yüzyılın mazlum Müslümanları olan bizler 700 küsür ayette İsrail oğullarından bahseden kuranın teşhis ettiği ve adeta adını da koyduğu ‘’ Yahudilik ‘’ marazlığına birebir şahitlik etmekteyiz.
Rabbimiz Yahudilerle nasıl mücadele edeceğimizi detaylı olarak bildirmektedir.
Evet, biz Müslümanların azılı düşmanı olan Yahudileri alt etmenin yolu efendimiz (sav)’ın veda hutbesinde ‘’size iki emanet bırakıyorum bunlara sıkı sıkıya sarılırsanız asla yolunuzu şaşırmazsınız’’ dediği 1. rabbimizin biz Müslümanlara gönderdiği kuranı kerimdir. 2. si ise kuranın pratiği olan efendimiz (sav)’ın yaşam tarzı yani sünnetidir. Bizler ümmet olarak iki emanete sahip olursak sıkıya sarılıp hemen her konuda iki kaynağın rehberliğine başvurursak Yahudilerin ve avanesinin tüm oyunları ve entrikaları bozulacaktır.
Yahudiler efendimiz döneminde olduğu gibi maddi alanda çok güçlüler, sinsiler ve çokta yandaşları var yani her taşın arkasından onlar çıkıyor hani bir fıkrada anlatılır ya bir Yahudi bir Müslüman’a: ‘’siz Müslümanlar her taşın altında bir Yahudi arıyorsunuz diyor Müslüman cevabı yapıştırıyor çünkü her taşın altından sizler çıkıyorsunuz.’’
Hakikaten de hemen her sektörün içinde var olan, siyasetten-ticarete, sanattan-edebiyata, silah sanayiden-tarım sektörüne her dalda oynayan, cirit atan Yahudiler her alanda da Yahudi olmayan toplumları kendilerinin kölesi durumuna getirmek için özel bir çaba sarf etmektedirler.
Üstad Bediüzzaman hazretleri iktisad risalesinde Yahudilerin ekonomide hırs, hile ve riba yöntemleri ile hareket ettiklerinden bahsetmektedir. Aslında Yahudilerdeki hırs ve hile sadece iktisad alanında değil her alanda kendini göstermektedir.
Evet, bu durum Müslümanların kalplerini korku veriyor gibi görünebilir. Ama öyle değil. Biz Müslümanları güçlü kılan mal mülk top tüfek silah değildir. Biz Müslümanları güçlü kılan iman ve cesaretimiz olmalıdır. Yahudiler korkaktır neden? Çünkü rabbimiz öyle buyuruyor’’ ey inananlar! Onların yüreklerine korku salan Allah’tan çok sizlersiniz; çünkü onlar anlamayan bir topluluktur. (haşr 13) işte bu ayette düşmanımızın en zayıf noktası bize bildiriliyor oda ‘’ Müslüman korkusu’’ dur. Yahudi ölümden korkar, dünya menfaatlerinin gitmesinden korkar. Sadece dünyası olan Yahudilerin kaybedeceği çok şey olduğundan dolayı korkak bir yapıya sahiptirler. Yahudiye galip gelecek olan müslümanın en güçlü-kuvvetli noktası iman ve cesaretidir. Bu iki yönde güçlenen Müslümanlar sadece Yahudilerin zulmünü değil, dünyadaki tüm zulümleri önlemeyi başaracaklar ve dünyaya tekrar hakim olacaklardır.
Müslümanlar olarak ümit varız!! Ve yahudi ve avanesinden korkmuyoruz!!! Rabbimiz ve onun görünmez orduları olduktan sonra, yahudi ve avanesi kaybetmeye mahkumdur.
Mustafa BAŞTUĞ