Her şey 23 Ekim 2011 Van depreminin sarsıntılarıyla başladı. Her gün beyaz camın ötesinden gördüklerimiz biraz daha canımızı yaktı... Ama en çokta çocuklarımız anlayamadı... Aynı coğrafyayı kilometrelere bölüp uzaklık kavramını anlatmak mümkün olmadı. Önce onlar sorguladı biz ebeveynlereyse aracı olmak düştü. Arkadaş oldular tanımadıkları görmedikleri diğer küçük bedenlerle. Önce onların gözleri değdi birbirlerine kalpleri birleşti gerisi sadece teferruattı öylede oldu. Kolilere koydular umutlarını desteklerini. Paylaştılar depremin yarattığı tüm acıları. Nerede olursa olsun çocuk hep çocuktu...çünkü hiçbir çocuk ağlamamamalıydı..Ve anlattığımız tüm masallardan biz sorumluyduk çünkü masalları hep mutlu bitirmiştik...
Çocuklar kolları sıvamıştı bir kere sonra Harran'dan arkadaşları seslendi. Toplayıp tüm arkadaşlarını gece düzenlediler. Bildikleri tüm şarkıları oyunları Harandaki arkadaşları için sahnelediler...
Uzun lafın kısası çocuklar bir kez daha öğretti bize arkadaşlığı paylaşmayı... Minik elleri uzanırken Van’daki arkadaşlarına sımsıkı sarılacaklarının göstergesiydi. Harandaki sıra arkadaşına seslenirken bir gün herhangi bir iklimdeki bir okulun teneffüs saatinde buluşacaklarının sözünü verdiler... Orda birçok köy okulu var uzakta gidemeselerde, göremeselerde o okulda arkadaşları var artık...