Bugün, 21 Aralık 2024 Cumartesi

Numan Aladağ


Elazığ-Şanlıurfa da kararlılık‏


Değerli  Okuyucular!
Sohbetimiz, Elazığ-Şanlıurfa da kararlılık Hakkında Olacaktır.

Hz. Ömer (r.a.): ''Bir kimsenin kızgınlık zamanını görmeden, o kimseye itimat edilmemelidir.'' buyuruyor.
Hz. Ali (r.a.): ''Fazilete yükselmek güç, rerzalete alçalmak kolaydır.'' buyuruyor.
Hz. Ali (r.a): ''Haksızlık önünde eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.'' buyuruyor.
Hz. Ali (r.a.): ''Haksızlıklara baş kaldırmayanlar, onlardan gelecek her kötülüğe katlanmalıdırlar.'' buyuruyor.
Sehl İbni Sa'd Es-Saidi radiyallahu anh 'ın dediklerine göre; Allah'ın hem de insanların sevgisini kazandıracak bir iş söyle, dedi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (s.a.v.):
''Dünya ve dünyalıklardan (fani ve geçici olanlardan) yüz çevir ki, Allah seni sevsin. İnsanların elindekilere de göz dikme ki; insanlar seni sevsin.'' buyurdu. (İbni Mace)
 
Bilimsizliğin ortaya çıkardığı tipler
Vicdan sahibi her insan ''Benim amacım nedir?'' Diye düşünse, kendi kendine bulabilir. Korkaklığından hoşnut olan, asaleti ve cesaretiyle özenmeyen kimse düşünülür mü? Haram yeme uğruna yalancı, sahtekar olmasından hoşnut olan, dost-doğru, dürüst ve Allahtan korkan insanlara özenmeyen kimse var mıdır?
 
7 Haziran da ki Milletvekili seçimlerinde, hangi partide olursa olsun, yeter ki Allah'a, Kur'an'a, Hz. Muhammed (s.a.v.)'e hadis-i şeriflere ve büyük Türk Milletinin, ülkesiyle Milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunabilme kabiliyetinde olsun. Allah korkusu ve Milli benlik ruhu olan adaylara, elbette ki sahip çıkılmalıdır.  Ayrıca toplumsal sorunlara çözüm bulan olumlu adaylara ihtiyaç olduğu da unutulmamalıdır? Allah korkusu ve Vatan sevgisinden mahrum, olanlara önem verilmemelidir! 
 
Edirne den Hakkari' ye uzanan bütünü temsil eden ve özellikle Baskil-Harran-Akçakale'nin Milli sorunlarını TBMM de sürekli gündemde tutacak insanlara ihtiyacı vardır. Yurtiçi ve yurtdışındaki ihanet şebekelerinin asıl hedefi Elazığ-Şanlıurfa' yı toplama bilgisayara dönüştürmektir. Ruhunda Vatan sevgisi olanları azınlık haline getirip, Harran ovasını ele geçirip, tarım ve gıda sanayisinde yabacı sermaye hakimiyetini sağlamak olduklarının bilincini, daima hafızamızda tutmalıyız? Dünya da ki, tüm sanayi ötesi toplum ülkelerinin şu an verdikleri mücadele, tarımsal (Temel gıda) açısından sorunu olmayan ülkeleri, yurtiçinde karıştırıp, o ülkedeki uzantıları aracılığı ile tarımsal açıdan dışa bağımlı kılmaya çalışan küresel eşkıyalara karşı, Milli çıkarlarımız yönünde, taviz verilmemelidir!
 
Türk Milliyetçisi Milliyetçiliğini, Müslüman Müslümanlığını icra etmelidir. Laf ile ben Türk Milliyetçisiyim, ben İslamiyeti savunuyorum demekle olmaz. Bunları savunabilmek için, ilk önce Allah korkusu, utanma duygusu ve Vatan sevgisi ahlakına sahip olması gerekir. Türkiye genelinde Milletvekili olabilmek için, ömür boyu değer kaybetmeyecek hisse senedi almak için hızlı bir yarış başlamıştır. Bu yarış, Türkiye de Dolar'a aşırı derecede yatırım yapma faaliyetlerine sebep oluyor. Doların artışı demek, Türk çiftçisinin ve sanayicisinin ekonomik darboğaza sürüklenmesi demektir. Allah korusun, bu gidişat tarım ve gıda sektörünü yabancı sermayeye teslim etmektir! Onun içindir ki, Türkiye'nin ve Harran ovası halkının Milli konularını savunmaya aday olan insanların geçmişte ne yaptıklarına baktıktan sonra, o kişilerin talip olduğu görevlere gelebilmeleri için, iyi araştırıp değerlendirilmesi daha faydalı olmaz mı? Sadakat ve samimi olan Türk Milliyetçilerine ve İslamiyeti yaşayanlara ihtiyacı vardır.
 
İnsan amaçtır. Amacın anlamı saygıdeğerliğin tümüdür. Saygıdeğerliğin tümü nelerdir? Kime kimlere karşı saygıdeğer olmaktır?
 
Saygı değerliği kuracak oluşumun başı Allah korkusu ve doğruluktur. Doğruluk çok istismar edilmiş. Özden doğruluk yerine, yüzden doğruluk yürütülmektedir.
 
Yüzden Vatan sever, yüzden doğru, yüzden dost, yüzden arkadaş, yüzden fedakar, yüzden iyilik sever görüntüsü verenlerin, özden cüzdan muhasebesine dönük halleri, insan maskesi takmış hayvanlara benzemesi, doğruluk kavramına ne yaptıkları meydana çıkınca onu görenler ne duruma girerler? 
 
Açık ve seçik olarak görüyoruz ki; toplum, yaşamak, var olmak biliminden mahrum bırakılmanın hastasıdır. Toplumun hastalığını dört bölümde inceliyoruz. Kafa yapısı, düşünce bozukluğuyla iradesiz gibi oluyor ve irade zayıflığına göre bunalım hastalığına yakalanıyor. Başta Büyük Türk Milleti olmak üzere, Elazığ-Şanlıurfa' nın yakalandığı hastalığa (Üretimden mahrum) bakıp insanı tiplere ayırıyoruz. Tamamen benliğini kaybetmiş olan çoğunluk bir gölge gibi. Biraz daha elini kolunu kıpırdatanlar, iyiliğe doğru ümitlenenler bitki gibi. Ateşli çılgın devrede olanlar da insan gibi yaşamaktan mahrumdurlar.
 
Hastalığın bu devrelerine şu adları vererek teşhis ve tedavi yolları arıyoruz:
Benlikler (1)
1. Hiç benlikler
a) gölge tipler
b) eşya tipler
2. Ben ayrımına girmeyen (bitki tipler)
3. Zan benlikler (insanlık dışı)
4. Öz benlikler (İnsan)
 
Modern gelişme faaliyetlerinde insan
Elazığ-Şanlıurfa halkı, teknolojik gelişmelerle birlikte özel hayatını aynı kültür ve Milli hassasiyet özelliği göstererek, yürütme engelleri ile karşı karşıyadır!
 
Toplumların özel hayatları rahatsızdır. Genellikle insanlar, çeşitli sebeplerden bunalmakta ve çağın gelişmesinden faydalanma yerine, ne yazık ki, bencil ve güncel faaliyet sürdürenlerin engelleri ile, yeterince faydalanamamaktadırlar.
 
Özellikle teknolojik gelişmeler, çıkarcı sanayi ötesi toplum ülkelerinin çıkar vasıtası halinde yürütülmektedir. Her iş ve meslek cüzdan muhasebesi yapanların tarafına geçmiş olup, çoğunluk geçim darlığına itilmektedir. Geçim derdine itilmek demek, ekonomik ve anarşik terörün oluşması demektir. Bu terörlerin oluşması o ülkenin bölünmez bütünlüğünü bozmanın ilk adımlarından biridir. Allah korusun.
 
Dünya ve Elazığ-Şanlıurfa da ki bunalımların kasıp kavurmaya devam etmesini önlenmenin tek çaresi, çoğunlukla insanların teknolojik buluşları ile üretim ve öz benlikleriyle yaşamaları olacaktır.
 
Bu amaçla öz benliğin ortaya çıkmasını insanlığa mal olmasını istiyoruz. Harran ovası halkı, benlikçi (Hep kendisinden söz eden) ahlakına sahip siyasetçilere dikkat etmelidir!
 
Öz benliği ile yaşayan insanların toplumları, vicdan muhasebesi yaparak birbirlerini düşünüp kayıran insanlardan oluşur.
 
 Öz benliğinde yaşayan insanlar, özel hayatlarıyla teknik ve yönetim düzenlerini aynı inanç aynı prensip ve aynı yönetimde düzenler, takipsiz yaşarlar.
 
Aldatmak, aldanmak, duyguları istismar etmek, inançlara dokunmak kesinlikle olmaz.
 
Çünkü öz benlikte yanılmasız akıl hakimdir. Ümit hırs, cüzdan muhasebesi (Haram yemek), çekememezlik, laf nakliyatçılığı (Fesatlık), yalan söylemek, hilekarlık gibi menfi tutum ve davranışlar kesinlikle olmaz.
 
İnsanlararası bütün ilişkiler yanılmasız güven, daima saygı ile dayanışma faaliyetleri ile sürdürülür.
 
Öz benlikle yaşayan toplumda, şikayet edilecek hiç bir davranış kesinlikle olmaz.
 
Öz benlikle yaşayan insanların toplumu, tam olgunluğuna ermiş namuslu, şerefli ve ruhunda Vatan sevgisi fışkıran insanların toplumudur.
 
Vatan şehitlerini, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü Rahmetle, Gazileri şükranla anar. Hastalara şifa-i şerifler dileriz.