Barcelona ve Gaudi. Barselona’yı Gaudi’siz anlatmak neredeyse imkânsız. Gaudi müthiş zekâsı, yaratıcılığı ve doğadan aldığı ilham ile Barselona’yı bugünkü, deyim yerindeyse “Harikalar Diyarı” haline getirmiş bir mimar. Aykırı tarzı, eserlerinde kullandığı tabiattan esinlenmeler ve renklerle 19. ve 20.yy, hatta günümüz mimarisinin bile en orijinal eserlerini ortaya koymuş.
Barcelona İspanyanın 2. Büyük şehri olmakla birlikte Katalonya Özerk topluluğu Katalanların başkenti sayılıyor. Bunu evlerin balkonlarında sallanan Katalan bayrakları ve şehir tabelalarının Katalan dili ile yazılmış olmasından daha iyi anlıyoruz. İlk ayak basışımız ile burayı çok seveceğimi hissettim. Çünkü bir İstanbul havası var. İstanbul gibi renkli ve haraketli. Bizi ilk olarak şehrin orta yerindeki Kristof Kolomb heykeli selamlıyor, 1888 yılında inşa edilen 60 metrelik ünlü kâşifin heykeli bize ileriyi, güneşi gösteriyor. Şehrin en çok hoşuma giden yeri ise uzun ve geniş plajları. Burada yaşadığınızı düşünsenize metropolde çalışıyorsunuz ya da oturuyorsunuz ama iş çıkısı ayaklarınız Akdeniz’in sıcacık kumlarında. Hava sıcak ve nemli, bu yönüyle de İstanbul ile benzer maalesef. Sahilde karşımıza liman ve marina çıkıyor, İspanya’nın en önemli liman ve ticaret şehri Barselona. Bir liman kenti olması sebebiyle deniz ürünleri de çok ünlü. Marinanın (Port Vell) içinde alışveriş merkezi, akvaryum bulunuyor uğramaya değer…