Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Abdullah Akkurt


İlim ve Harran ovası‏


2014-2015 eğitim sezonunun, eğitim gören tüm, Türk ve Harran ovası gençlerine, kazasız ve belasız bir eğitim sezonunun olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz eder. Başarılar diliyorum.

Yüce Türk İslam alemi olarak, şunu yakınen bilmeliyiz ki, ilim kazacın en helal ve faydalısı, gayret sarfederek aranan şeyin en faziletlisi ve ilgi gören nimetlerinde en şereflisidir.  Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerimin Zümer Suresi Ayet 9 da mealen ''Kafir mi hayırlıdır, yoksa ahiretin azabından korkarak ve Rabbi'nin rahmetini umarak, o gece saatlerinde kalkıp secde ve kıyam halinde ibadetten mi? (Ey Resulüm onlara) de ki ''Hiç bilenlerle bimeyenler bir olur mu?'' Ancak gerçek akıl sahipleri anlar. (Öğüt alır). ''İşte Cenab-ı Halık-ı Zülcelal alimde bulunan ilim fazileti münasebetiyle, alim ile cahil arasında müsavatı men etmiş; İlmin ve alimin Yüce kadri kıymetini: ''Hiç bilenlerle bilmeyenler müsavi olur mu?'' ferman-ı sübhanisi ile bildirmiştir. 
 
Türk İslam tarihi büyükleri ilmin eğitim devresini şu üç kelime ile özetlemişlerdir. Bilmek, bulmak, olmak. Yani Rabbin-i: Yaratanını bilmek; Yaratanını bulmak; Yaratanın' la olmak. Bu da ancak ilimi öğrenip, o ilimle Allah-ü Tealaya kulluk, habibine ümmet; kendine, ailesine, akrabalarına, sevdiklerine ve yaşadığı Vatanına ve milletine hayırlı bir insan olmaktan düşünüp, ehlinden ehil etmek, yani ilim öğrenmekle olur. Zira Cenab-ı Allah, Esteizü billah: ''İnnema yahşallahe min ibadihil ulema.'' Allah'tan ancak, alim olan kulları korkar.'' buyurmaktadır. 
 
İlmin önemini Abdullah İbni Ömer (R.A.) şöyle rivayet etmektedir. ''Resul-ü Ekrem mescid-i şerife vardılar. O sırada mescitte iki meclis vardı. Biri Kur'an-ı Kerim okuyorlar, diğeri fıkıh ile meşgul oluyordu. Hz. Peygamber (S.A.V.): ''Her ikisi de hayır üzerinedir; fakat bana biri, diğerinden daha sevgilidir. Ben öğretici öğretici olarak gönderildim.'' buyurdular ve fıkıh meclisinde oturdular.'' Cenab-ı Allah ilmi çalışana, serveti dilediğine vereceğini beyan buyurmuştur. Öyle ise insanların en üstünü olmak isteyen ilme çalışmalı ilim sahibi olmalıdır.
 
Dünya'nın 4 cü kutsal şehri Şanlıurfa ve Harran ovası halkı olarak; eğer ki, sadakat ve samimiyetle Müslüman isek, bu kutsal yerlerde ikamet etmemize layık alabiliyorsak ne mutlu bizlere! Ayrıca tembellik ve haram olan faaliyetlerden uzak durmalıyız ki, Cenab-ı Allah bizlere sağlık, huzur ve bereket versin. İlim ve çalışma olmadan, dua ederek huzur ve bereket olur mu? Yanı talebe dersine çalışmayacak, öğretmen o talebeye dersini geçti notu vereceğe benzer. Eğer ki Harran ovalı hemşehrilerimiz huzur ve bereket istiyorlarsa, tarıma dayalı daima yenileşme ilmini öğrenmelidirler. Dış ülkelerin Türk çiftçisine ve başta Harran ovası olmak üzere tembelliğin, bereketsizliğin ve huzursuzluğun olması ve çiftçilerin demirbaş ürünlerin yerine daha çok kazanç elde etmesi bu uygulamayla engelleniyor. Üzülerek ifade edeyim ki, halen Harran ovası halkı doğru dürüst meyve tüketimini yapmıyor ve bu nedenle de çeşitli hastalıkların yayılması çoğalıyor. Harran ovası çeşit çeşit meyve ağaçlarıyla dolu olsaydı, hem oksijen deposu olurdu, hem de sağlık başta olmak üzere hoşlanmadığımız her türlü olumsuzluklar da, böylece asgariye inmiş olurdu.
 
Cenab-ı Allah nasip ederse 15- Eylül Pazartesi günü, eğitim sezonu başlıyor. Harran ovası halkı olarak, kız çocuklarının da okula gönderilmesi ihmal edilmemelidir. Açık ve net olarak ifade edeyim ki, Harran ovasında eğitime önem verilmediği takdirde, Allah korusun bir çok huzursuzlukların kapımızı çalacağını unutmamalıyız? Dış ülkelerin amaçlarından biri de, Harran ovasında cehalet sürekliliğinin rakımını yükseltmektir. Ova halkı olarak, çocuklarımıza lise ve üniversite eğitimlerini, tarım meslek lisesi başta olmak üzere diğer meslek liseleri, ziraat, elektrik, kimya, makine mühendisliği olmak üzere diğer bölümleride tercih edilerek akademik öğrenimlerini tamamlamış olurlar. Ayrıca ovada modern tarım sanayisinin gelişmesinin teknisyen (Kalifiye eleman) düzeyindeki eleman sıkıntısının da olmayacağını ve böylece tamamlanmış olur. Harran ovasında tarım ve tarıma dayalı sanayinin gelişmesi demek, stratejik önem demek olduğunun bilincinde olmamız gerekir.
 
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde ''Halka öğretim de kendini unutan, bildiği ile amel etmeyen kimsenin meseli mum gibidir. Mum halka aydınlık verir, fakat kendisi erir gider.'' buyuruyor. Harran ovası halkı hiç mi düşünmüyor ve utanç duymuyor? Dünyanın ilk üniversitesi Harran da olduğuna göre, eğitime önem vermeliyiz. Gönül isterdi ki, Harran halkının okuma yazma oranı %90 larda olun. Okuma yazma oranı çok düşük seviyede seyrediyor. Acilen bu seviyeyi en üstlere çıkarmamız gerekiyor.
 
Ya Harran ovası halkı, ilim ve yenilikçi düşünceler ile tembelliğe son verip huzurlu bir hayat sürdürecek, ya da cehalet ve tembellik Harran ovasını huzursuzluklarla dolduracak. Allah korusun. 
 
Beraberliğimizi bir kaç hadis-i şerifle noktalıyalım.
 
1- İlim ikidir; birisi kalptedir. İşte nafi ilim budur. Bir ilimde yalnız lisandır. Bu da insanlar üzerinde Allah'ın hüccetidir.
2- Her kim Allah rızası için ilim öğrenmez ve ilmi ile Allah rızasını murat etmezse; Cehennemdeki yerine hazırlansın. 
3- Allah için ilmi isteyenlerin rızıklarını, Allah umulmadık yerlerden tefekkül etmiştir. 
4- Dinde bilgi, her Müslümana farzdır. Dikkat edin, öğrenin ve öğretin fıkıh edinin; cahiller olarak ölmeyiniz. 
 
Allah'ın Selamı, Bereketi ve huzuru üzerinize olsun.
 
Görüşmek dileğiyle. 
 
Kaynakça: Hasan Burkay  Örnekal Cami-i 1963