Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Mustafa Güçlü


Aynı Tas Aynı Hamam Sürecinde Hikmet Başak mı Naif Başak mı Yoksa Hiç Biri mi?


Çantada keklik yaftasını üzerinden atamayan bu memleketin ve memleketin insanın haline vay! Üzerinden siyaset yapılan insanımın haline vay!

Sevgili dostlar hepinizin malumu olduğu üzere yakın zamanda 4 Aralık 2011 tarihinde Ak Parti Akçakale ilçe başkanlığının bilmem kaçıncı kongresi yapıldı hem de sözde şölen havasında, milletvekillerinin, belediye başkanlarının ve encümenlerin katılımıyla… Memleket ve millet konusunda hassasiyeti olan vatandaşlarımız, geçmiş yönetimin pasifliklerini ve duyarsızlıklarını sürekli eleştirmektedeydiler, ben dahil. Burada yaşayan hemen herkes ilçe yönetiminin hiçbir platformda varlık gösteremediğini, ses getirecek hiçbir söylem ve eylemin içinde olmadığını ve halktan tamamen kopuk bir yönetim anlayışı içerisinde olduğunu bilir. Bu bir aciziyet miydi, sorumsuzluk muydı yoksa ilçe halkını adam yerine koymamak mıydı takdirini siz aziz okurlarıma ve yüce milletime bırakıyorum!

4 Aralık tarihinden bu yana 3 ayı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen gelinen süreçte herkesin büyük umutlar bağladığı ve heyecan yaratacak çalışmalara imza atacağı beklenen Hikmet Başak yönetimindeki Ak Parti ilçe yönetimi eski yönetimi aratır olmuştur. Dünden bugüne değişen neydi diye sorarsanız “KOCAMAN BİR HİÇ” Değişen hiçbir şey olmadı mı diye soracak olursanız, değişen tek şey sadece isim oldu! Hanedan yönetimi gibi başkanlık Naif Başak’tan Hikmet Başak’a geçti. Soruyorum şimdi; yeni yönetim seçildikten sonra sahaya mı indi, halkla istişarelerde mi bulundu kapı kapı mı dolaştı, esnafı mı gezdi herhangi bir sosyal sorumluluk projesinin içinde mi yer aldı? Yoksa bütün bunlar oldu da bizim mi haberimiz olmadı, oldu diyen varsa beri gelsin!

Hiyerarşik düzeyde ilçe başkanlığı, ilçe gençlik kollarının üstünde bir kurum olmasına rağmen uygulama noktasında Akçakale Ak Parti ilçe başkanlığı maalesef ki Akçakale gençlik kollarının gölgesinde kalmıştır. Siyaset şairin deyimiyle “Kurtlar sofrasında kurtlarla kurtlaşmadan mücadele etme sanatıdır” halkı yok saymak ve onların üzerinden siyaset yapmak değil onlara eğilip sorunlarına çözüm üretmektir. İnsanlara efendi olmak değil hizmetkar olma sanatıdır. Bu bağlamda böyle düşünmeyenler unutmamalıdırlar ki yok olup gitmeye mahkumdurlar.Böyle düşünenler hem halka hem de savundukları ideolojiye ve içinde bulundukları siyasi oluşuma da ihanet içindedirler.