Tarih: 25.02.2013 22:52

BİR GÖZYAŞI HOCALI

Facebook Twitter Linked-in

        

    Sene 26 Şubat 1992, çok değil günümüzden tam 21 yıl önce. Bu kadar kolay unutmayın lütfen! Allah'tan bir daha yaşatmamasını dilediğimiz bir katliam sahnesine ev sahipliği yaptı Hocalı.

      26 Şubat'ta güçlü silahlarla donatılmış ermenistan silahlı kuvvetleri ile albay zarvigarov komutasındaki Rus motorize alayı, Hocalı'ya saldırarak tarihin en vahşî
katliamlarından birini yaptılar. Dış dünyayla ilişkisi tamamen kesilip savunmasız kalan kente giren Rus destekli Ermeni askerleri, çocuk, yaşlı, kadın, bebek demeden birçok insanımızı vahşîce katlettiler. Ermenilerin işgal ettikleri Hocalı'da dehşet verici olaylar yaşandı. Canlı canlı insanların kafa derilerini yüzdüler, sağ olarak ele geçirdiklerini ise sistematik bir işkenceye ve tıbbî deneylere tâbi tutarak, insanlık dışı muamelelere maruz bıraktılar. Hızar ve testereler ile diri diri insanların kol ve bacaklarını kestiler. Genç kızların önce saçlarını, sonra da kafa derilerini yüzdüler. Babanın gözü önünde evladını, evladın gözü önünde babayı kurşunlara dizdiler. Bir değil toplam 56 Azeri annenin karnındaki bebeğin cinsiyeti üzerine iddiaya giren ermeni çapulcularıannelerin karnını yardıktan sonra bebeğin cinsiyetine bakıp annelerini ve bebekleri öldürdüler. Bu alçak saldırıda 613 Azerbaycan Türk'ünün hayatını kaybettiği resmî olarak açıklandı. Ancak kayıp sayısının bu rakamların çok üstünde olduğu bilinmektedir. 487 kişi ağır yaralanırken, 1275 kişi ise rehin alınmış, geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmış ancak bu olayın tahribatından ruhları ve hafızaları asla bir daha kurtulamamıştır. Saldırılar sırasında Hocalı’da yaşayan Ahıska Türkleri de evlerinde yakılarak öldürülmüştür.

     Şahitlerin anlattıklarını dinleyenler önce kulaklarına inanamadı fakat katliam sonrası Hocalı'ya girdiklerinde ise, görgü tanıklarının abartmadığını kısa sürede anladılar. Hocalı'da katliam bölgesini gezen Fransız gazeteci Jean-Yves Junet'nin gördükleri karşısında söyledikleri, katliamın boyutunu da anlatıyordu: 'Pek çok savaş hikâyesi dinledim ama Hocalı'daki gibi bir vahşete umarım kimse tanık olmaz'

        Peki neydi bu düşmanlık? Ermenistan'daki okul duvarlarında asılan haritalarda Türkiye'nin 12 ili yer almaktayken, Ermenistan'ın bayrağında Türkiye hudutları içindeki Ağrı Dağı'nın resmi varken, Ermenistan Millî Marşı'nda 'Topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün, öldürün' denmekteyken, başkaca bir neden aramaya zaten gerek yok sanırım.

Artık uyanın!




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —