Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

“Nefesci Başkan”

Yazarlarımız 16.11.2020 20:03:00 0
“Nefesci Başkan”

Şimdi bu başlığı görünce “Şanlıurfa’da üfürükçü başkan mı var?” Diyeceksiniz. 
Yok öyle değil. 
Sabırla okumanızı tavsiye ediyorum.

Bu koronavirüs nefes almanın ne kadar değerli bir hazine olduğunu umarım herkese kanıtlamıştır. 

Hani derler ya “her nefes Allah’tan bir armağan”… Gerçekten de öyle. 

Nefes alıyorsanız yaşıyorsunuz demektir. 

Peki;  tıpkı insanlar gibi kentlerin de nefes almaya ihtiyacı yok mu?  

Elbette insanların rahat nefes almasının yolu da kentlerin nefes almasından geçer.

 Özellikle Şanlıurfa gibi doğurganlık hızının ve nüfus artışının Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu kentlere “nefes aldırmak” vizyon gerektiriyor. 

Peki nasıl nefes alır kentler? 

Hınca hınç trafik, bitişik yapılar ve yeşilden yoksun kentlerde nefesten söz etmek mümkün mü? Elbette değil.

Peki insan olarak maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyarak, nefesi tutarak öldüren   koronavirüsten korunduk. Peki kentlere nasıl nefes aldıracağız?

 Vallahi ben şehir planlamacı değilim, mimar da değilim. 

Benim işim yazmak. Yazmaktan başka da bir şey bilmem.

Bu kentlere nefes işini Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül’den öğreniyoruz. Yani Nam-ı diğer Zeynel Amca’dan…

Ne yapmış Zeynel Başkan?

Zor olanı yapıyor bence. Çünkü, Şanlıurfa gibi tarihi doku zengini kentlere nefes aldırmak deveye hendek atlatmaktan zordur. 

Yıkmak, yıkılan alanı ağaçlandırıp yeşile bürüyerek  halka akciğer alanları sağlamak öyle her babayiğidin harcı değil.

Bir defe işin içine yıkım girdi mi işiniz daha da zor. 

Kente nefes aldırmak için bir yerleri yıkıp dökmek zorunda kalıyorsanız, bunu yıkımın muhatabı insanlara güzelce anlatıp gönüllerini alacaksınız ki hem haklarını helal etsinler, hem de işiniz kolaylaşsın.

Eğer vatandaş yapılan işin önemini anlıyor ve güveniyorsa bırakın yıktırmayı, dükkanını eline kazma kürek alıp kendi bile yıkar. Yeter ki siz onlara samimiyetinizi anlatabilin.

Bir de bu işin bütçe boyutu var elbet. Öyle ucuz işler değil bunlar bilesiniz. 

Sözün özü; bence Zeynel Amca, bu “kente nefes” işini iyi biliyor. 
Neden mi? 
Adam sanki şehircilik cerrahı. 
Önce röntgen çekiyor,
Sonra tıkanan damarları görüntülemek için anjiyo yapıyor,
Sonra vuruyor neşteri.
Bu neşterden ilk nasibini alan Kale Eteği bölgesi olmuştu. 
 
Seçim gezileri sırasında bu bölgeye gidip, iç sızlaşan görüntülere şahit olan, insanların yıkılmak üzere olan binalarda ölümle burun buruna yaşadıklarını gören Zeynel Abidin Beyazgül, göreve geldiğinde buraya neşter vuracağı sözünü vermişti.
Dediğini de yaptı. Eğer oraya neşter vurulmasaydı o konutlar kendiliğinden yıkılacak ve çok canlar yanacaktı.

Zeynel Başkan bir taşla üç kuş vurdu. 
300 konutun yıkımı ile hem o bölgeye nefes aldırdı hem insanları ölümle burun buruna yaşamaktan kurtardı hem de tarihi Urfa’nın güzelliği gün yüzüne çıktı.

Sonra ne yaptı? 
Şanlıurfa kent merkezindeki tıkanmayı gidermek için acil eylem planları geliştirip, görüntü kirliliği yaratan, eskiyen riskli yapılar ile ilgili geniş kapsamlı çalışma başlattı. İlk olarak Atatük Bulvarında eski Şanmed binasının yıkımını gerçekleştirerek bölgeye meydan kazandırdı.
Bitmedi…..
Geçtiğimiz günlerde de tarihi Urfa’nın bir güzelliğini daha gün yüzüne çıkardı.
Yıllardır kangren sorun olan Kızılay Meydanı’na kazmayı vurdu. 
Peki ne olacak çalışmalar bitince?
Sadece bölge nefes almayacak, güzel bir meydan da kazanacak. 
Meydanlar çağdaş şehirleşmenin en güzel unsurlarından birisidir. 
Bu yeni Meydan ile Urfa’mız bir başka güzel olacak.
 
Şimdi sırada ne var?  Derseniz…. Belediyenin kepçeleri yönünü Belediye binasına çevirmiş.  
O da bitince kentin akciğeri olacak bölgede ağaçlandırma yapılacak.
 
Nefeslerimizi tuttuk; Zeynel Amca’yı izlemeye devam.
 
Eline sağlık Büyük Başkan…
 
Sağlıcakla kalın.

İsmail Çölkesen