Benim anlamadığım; her şey yazılıyor, her şey anlatılıyor,
Kesen biçen göndermeler, eleştiriler.!
Hocalar hacılar aklınıza ne geliyorsa.
Sözlerin havada uçtuğu sosyal medya kirliliği.!
Peki, herşeyimizin bu kadar aşina olması şart mı?
Düşünüyorum da insanlar eskiden bu sosyal medya yok iken birbirleri ile nasıl muhatap olurlardı?
Durum paylaşma hastalığı almış başını gidiyor.
Anlamakta zorlandığım şey şu; neden bu kadar boş işler için insanoğlu mücadele ediyor.
Neden yapılan iyilikler ön safta.
TÜRK
İnsanı sorgulayan soruşturan araştıran değil miydi?
Reklamlar, görsünler, bilsinler...
Yahu ne bu ne?
Kişi yanlızlığını bile sosyal medyada gidermeye çalışıyor .
Faydalı birey olmayınca,
Faydalı toplumda oluşmuyor.!
Zamanın israfı diyelim.
Bilmiyorum bizden sonraki nesillere ne bırakacağız acaba?
Belki de sosyal medyada paylaştığımız durumları.
Hani Yunus emre Hz.leri buyurmuş ya.
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola Ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz.
Yani demem odur ki ne söylediğimizi,
Düşünmüyoruz,
Ne yaptığımızı bilmiyoruz,
bu başı boşluk nereye kadar.!
Emin olalım aldığımız ve verdiğimiz nefesten bile mesulüz.
Şayet gül bahçesinde isen o gülleri çevrenle paylaş.!
Yoksa insanları bu kadar boş işlerle meşgul etmeye ne benim ne de başkalarının hakkı var.
